Bir Sinan Gerek Bir de Süleyman
İlk insandan günümüze kadar Dünya birçok medeniyetin uygarlığın iz bıraktığı bir gezegen olmuştur.Tabiki tarihin merkezinde de insan vardır.Tarihi başlatan,çağ açıp çağ kapatan yine insandır ve insanın fiiliyatlarıdır.
İnsan,tarih boyunca kimi zaman güzel izler kimi zamanda kötü izler bırakmıştır.Tabii kültür, medeniyet ve uygarlık denince her medeniyet ve milletin içerisinde adından bahsettiren ve yüzyıllarca örnek edinilen şahsiyetler olmuştur. Bu şahsiyetler, kimi zaman yazıp çizdikleri ile kimi zaman düşünceleriyle,kimi zaman da farklı fiiliyatları ile bilinmiştir.
Türk tarihi kültür ve medeniyetine gelecek olursak,hemen hemen her alanda adından bahsedilmiş yüzyıllarca eserleriyle ilimleriyle övülmüş kişiler olmuştur örneğin tıbbın babası diye tabir edilen İbn-i Sina,Şiirleri ve fikirleriyle Necip Fazıl,mimari ilmiyle Mimar Sinan veya robotun temelini atan İsmail El Cezeri tabi bu şahsiyetleri daha da sayabiliriz.
Bu şahsiyetleri kimi zaman öğrenip öğrettiysekte bazılarını da maalesef tarihin derin sayfalarında unuttuk.Unutmadığımız şahsiyetlerin yaptıklarıyla fikirleriyle ve yazdıklarıyla yıllarca övündük ancak siz okuyucularıma sormak istiyorum dünyanın sonuna kadar sadece geçmişte yer almış kişiler ile övünmeye devam mı edeceğiz? Yoksa yeni İbni Sinalar Necip Fazıllar Mimar Sinanlar El Cezerileri yetiştirmek için gayret mi edeceğiz? Bana soracak olursanız az önce saydığım şahsiyetlerin yeni versiyonlarıyla tarih tekerrür etmeli ve bizde bu yönde gayret etmeliyiz.Peki bunu nasıl yapacağız öncelikle nesillerimizi bir kitap yığını içerisinde heba etmeyip yeteneklerine göre yönlendireceğiz onlara bu tarihi şahsiyetleri rol model haline getireceğiz kendi tarihi şahsiyetlerini bilmeyip Batı özentisi olmalarını engelleyeceğiz nesillerimizin genlerine mimar Sinan'ın Necip Fazıl'ın ve daha nicesinin genlerini aktaracağız ve ondan sonra tarihin tekerrür ettiğini izleyip tekrar gurur duyacağız bu haftaki yazımında sonuna geldim keyifli okumalar diliyorum.