Hiçlik Makamı"
Kıymetli okurlarım, bu başlığı görünce belki şaşırmış, bu da ne? demiş olabilirsiniz. Ancak yazımın devamında meseleyi kavrayacaksınız diye düşünüyorum.İnsan, yaradılış gereği nefis denilen bir varlığı taşımaktadır.Bu varlık bazen insana hükmeder ve insanı çoğu zaman sıkıntıya sokacak duruma getirir. İnsanoğlu, nefsi duygularıyla hareket edince hayatında hep daha fazlasını ister. Her ne kadar istediğini elde etse de mutlu olamaz. Hayatının aşamalarında birçok unvan, makam, mevki, mal, mülk sahibi olur ancak nefsi duyguları bazen insanı mutlu olmaktan uzak kılar. Gelin size bir Nasreddin hoca fıkrası anlatayım:
Nasrettin Hoca’ya sormuşlar:
-Kimsin ?
"Hiç" demiş Hoca, “ben hiç kimseyim.”
Önemsenmediğini gören Nasrettin Hoca sormuş:+ Sen kimsin ?
-“Mutasarrıf’ım.” demiş adam kabara kabara.
Peki demiş Nasrettin Hoca
+ Sonra ne olacaksın?
-Herhalde vali olurum.
+ Daha sonra?
– “Vezir” demiş adam.
+ ”Daha daha sonra ne olacaksın ?” diye sormuş hoca
– “Bir ihtimal sadrazam olabilirim.” demiş adam.
+ Peki ondan sonra ? diye üstelemiş.
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp , “Hiiiç.” Demiş.
Daha niye kabarıyorsun be adam, demiş Nasrettin Hoca.. Ben şimdiden bile, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: "Hiçlik Makamında"
Kıymetli okurlarım, bahse konu olan fıkrada da gördüğünüz gibi insanoğlu mal,mülk, ünvan sahibi olup nefsi duygularıyla hareket edince en sonunda bir hiç olacağını unutur ve malesef sonu hüsran olur.
Bugünkü yazımın da sonuna geldim. Bir başka sohbette görüşmek üzere.