Allah-u Teâlâ'nın Hiç Sevmediği Helâl; "Boşanmak"
Yüce dinimiz İslam’a göre aile hayatı oldukça önemlidir. Aile hayatının kurulmasındaki en temel amaç, iffet ve namusun korunması ve hayırlı nesiller yetiştirmektir. Ancak günümüzde aile kurumunun gittikçe yıprandığı, boşanmaların giderek arttığı görülmektedir.
Son dönemlerde yeni evlenen çok sayıda ailelerin hayatları boşanmayla sonuçlanmaktadır. Boşanmaların büyük çoğunluğu henüz evliliğin ilk yıllarında gerçekleşmektedir. Sebepsiz ve sıradan bahanelerle aile kurumunu yıkmak çok büyük bir vebaldir. Çocuklarımızı, en çok ihtiyaç duydukları bir çağda anne ve baba şefkatinden mahrum bırakmaktır.
Bunun için Peygamberimiz (sav), “Yüce Allah'a en sevimsiz gelen meşru işlerden biri, boşanmadır.”(Ebu Davud) buyurarak, boşanmanın ancak zorunlu durumlarda başvurulabilecek bir yöntem olduğunu belirtmiştir.
Boşanma sebepleri mizaç uyumsuzluğu mu, Başka bir şey mi?
Dinimize göre, boşanmayı meşru kılan sebeplerin başında; tarafların birbirini yanıltması ve evlilik kurumunun hukuki altyapısını oluşturan nikaha sadakatsizlik gelmektedir. Günümüzde ekonomik sorunlar, geçimsizlik, ihmal, kişilik ve mizaç uyuşmazlığı, değer yargılarındaki ciddi farklılıklar, taraflardan biri ya da her ikisinin aşırı bağımlı veya zayıf kişilikte olmaları, madde ve kumar bağımlılığı gibi hususlar boşanmalara sebebiyet verebilmektedir. Toplumumuzda daha sık görülen boşanma sebeplerinden bir diğeri de, yakın akrabaların, evliliğe müdahale etmeleridir. Bu durum, evliliğin ahengini bozmakta ve çiftlerin birbirine duyduğu saygıyı zedelenmektir.
Akraba dedikoduları ile aileler parçalanmasın…
Peygamber Efendimiz, “Kadını kocasına karşı kışkırtan bizden değildir.”(Ebu Davut) buyurarak karı kocanın arasını bozmanın, onların huzurunu kaçıracak söz ve eylemlerde bulunmanın, olgun bir mü’mine yakışmayacağını ifade etmiştir.
Aile demek, fedakarlık demektir…
Huzurlu bir aile, sevgi ve fedakârlıkla kurulur. Adalet ve vicdanla ayakta durur. Sevgi ve muhabbetle korunur. En sıkıntılı anlarda bile, gönül alıcı bir çift söz, aileyi birbirine kenetler. Büyük küçük, her cana saygının hâkim olduğu bir ailede, şefkat konuşur, şiddet susar. Aile reisi olarak ta bizlere en güzel örnek olan Sevgili Peygamberimiz, hayatı boyunca kimseyi incitmemiştir. Eşlerine karşı daima anlayışlı, sabırlı, nazik ve hoşgörülü olmuştur. “Mümin bir kimse, eşine karşı nefret beslemesin. Onun bir davranışından hoşlanmasa da, razı olduğu bir başka davranışı mutlaka vardır”(müslim) buyurarak, bizleri hayata olumlu bakmaya ve merhametli olmaya davet etmiştir. Hayatın doğal seyri içinde elbette aile içinde sorunlar yaşanabilmektedir. Bu sorunlar bazen aile yapısını tehdit edecek seviyelere ulaşabilmektedir. Bu durumda eşleri barıştırmak için girişimde bulunmak ve yuvanın dağılmasını önlemek yakın akrabalara yüklenen görev ve sorumluluktur.
Sıkıntı Anında Aile büyükleri ile arayı düzeltiniz…
Yüce Rabbimiz: “Eğer karı ile kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, o vakit kendilerine, erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden de bir hakem gönderin. İki hakem arayı düzeltmek isterlerse, Allah da onları uzlaştırır.”Nisa-35) buyurmaktadır.
Basit bahanelerle aileleri parçalamayalım….
Aile hayatı toplumun en temel yapı taşıdır. Bu yapının korunması ve muhafaza edilmesi toplumun geleceğini güven ve emniyet altına almak için önemlidir. Büyük umutlarla kurduğumuz aile yuvasını, basit bahanelerle bozmayalım. Aile hayatını devam ettirmek için katlandığımız sıkıntıların ve yaptığımız fedakarlıkların, ahirette kurtuluşumuza vesile olacak salih ameller hükmünde olduğunu unutmayalım. Rabbimizin bize öğrettiği şu duayı da dilimizden düşürmeyelim: "Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı, bize göz aydınlığı kıl ve bizi, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle."(Furkan 74)
‘Boşarım’ demekle boşanma meydana gelir mi?
Boşama, yetkili kişi veya kurumun kesin kararı ve bu kararın yoruma yer bırakmayacak şekilde açık sözlerle ifade edilmesiyle olur.
Türkçede geniş zaman için kullanılan “Boşarım” sözü bu nitelikte olmayıp boşama tehdidi anlamına gelir. Dolayısıyla bu sözle boşama meydana gelmez.
Boşama, kişinin eşine söylediği “Boşsun”, “Boş ol”, “Boşadım” veya “Karım boştur” gibi boşama iradesini ortaya koyan “şimdiki veya geçmiş zamanlı” ifadelerle ya da mahkemenin kararıyla gerçekleşir (Merğinânî, el-Hidâye, 1/225-228; İbn Kudâme, el-Muğnî, 7/385-387, 397)
Dua ile kalınız…