ENGELSİZ BİR DÜNYA, ŞEFKATLİ KALPLERLE İNŞA EDİLİR…
-Engelsiz bir dünya, ancak sevgi, merhamet ve şefkatle inşa edilebilir. İnsanların fiziksel engellerinden ziyade, gönüllerdeki engelleri kaldırmak asıl vazifemizdir. Her birey, farklılıklarıyla bu dünyanın bir parçasıdır ve eşit haklara sahiptir. Gönül kapılarımızı açarak, engelli kardeşlerimizin hayatlarını kolaylaştırabilir, onları topluma daha güçlü bir şekilde kazandırabiliriz. Unutmayalım ki gerçek engel, bilgiye, merhamete ve şefkate kapalı olan kalplerdedir.
İslam engelliği eksiklik görmez…
Engellilik, sadece bireylerin yaşadığı bir durum değil, aynı zamanda toplumun ve insanlığın ortak bir imtihanıdır. İslam dini, engelliliği bir eksiklik olarak görmeyip, bu durumu sabır ve azimle karşılayanların hem dünya hem de ahiret mutluluğuna erişebileceğini müjdelemiştir. Hz. Peygamber (sav), engellilere her zaman insanca muamele edilmesini öğütlemiş, onların haklarını savunmuş ve toplum içerisinde saygın bir yer edinmeleri için çaba göstermiştir.
Engelleri Aşmalarına Yardımcı Olalım
Peygamber Efendimiz’in hayatında, engelli bireylerin önündeki engelleri kaldırmaya yönelik pek çok örnek bulunmaktadır. Âmâ bir sahabe olan Itban b. Malik, Allah Rasûlü’nden (sav) evine gelip namaz kılmasını rica etmiş ve bu isteği memnuniyetle kabul edilmiştir. Peygamber Efendimiz, bu davranışıyla engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırmanın ve onlara destek olmanın önemini bizlere göstermiştir.
Kur’an-ı Kerim’de yer alan “Kör olana güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya da güçlük yoktur…” (Fetih 17) ayeti, engelli bireylerin yaşamını zorlaştıracak tutum ve davranışlardan kaçınmamız gerektiğini açıkça ifade etmektedir.
Hepimiz İmtihan Dünyasındayız
Bu dünya, hepimiz için bir imtihan yeridir. Kimimiz malıyla, kimimiz canıyla, kimimiz ise fiziksel engellerle sınanmaktayız. Ancak engellilik, çalışmaya, üretmeye ve başarıya asla engel değildir. Tarih boyunca, azmi ve inancıyla zorlukları aşan, toplumlara örnek olan pek çok engelli şahsiyet bulunmaktadır.
İnsanları doğuştan gelen veya sonradan yaşanan durumlarından ötürü yargılamamak, onlarla alay etmemek ahlaki bir sorumluluktur. Sevgili Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “Allah sizin görünüşünüze, malınıza, mülkünüze bakmaz; yalnızca kalplerinize ve amellerinize bakar.” (Müslim) Bu hadis, insanın gerçek değerinin dış görünüşte değil, kalbindeki iman ve davranışlarında saklı olduğunu bizlere hatırlatır.
Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Örnekleri
Kur’an-ı Kerim’de engellilikle ilgili örnekler, bizlere sabır ve tevekkülün önemini öğretir. Hz. Musa’nın kekemeliği, Hz. Yakup’un evlat hasretiyle gözlerini kaybetmesi ve Hz. Eyüp’ün amansız hastalığına rağmen Rabbine olan teslimiyeti, hepimiz için ders niteliğindedir. Peygamber Efendimiz (sav) de gözleri görmeyen Abdullah İbni Ümmi Mektum’u farkında olmadan incittiği için Rabbimiz tarafından uyarılmış ve daha sonra onu Medine’de yerine vekil tayin etmiştir.
Sadaka Sadece Maddi mi?
Dinimiz, görmeyenin gözü, duymayanın kulağı, konuşamayanın dili olmayı sadaka kabul eder. Engellilere engel olmak veya onları rahatsız etmek ise büyük bir günahtır. Asıl engel, bilgiye, merhamete ve şefkate kapalı olan kalplerdedir. Unutulmamalıdır ki, engelli kardeşlerimiz sahip oldukları zorluklarla sınanırken, bizler de onlara karşı tutum ve davranışlarımızla imtihan olmaktayız.
Engelli bireylerin önündeki engelleri kaldırmak, onları kaderlerine terk etmemek hepimizin görevidir. Onlara yardım eli uzatmak, destek olmak ve hayatlarını kolaylaştırmak hem insani hem de dini bir sorumluluktur.
Engellilik konusunda daha duyarlı ve özenli bir toplum inşa etmek hepimizin elindedir. Sevgili Peygamberimizin (sav) engellilere karşı gösterdiği hassasiyeti örnek alarak, onların yaşamlarına anlam katabilir ve önlerindeki engelleri kaldırabiliriz. Unutmayalım, engelli bireylerin toplumda hak ettikleri yere ulaşmaları, yalnızca onların değil, hepimizin çabasıyla mümkündür.
Haftaya yeniden buluşmak dileğiyle… Dua ile kalınız.