Siirt Haber / Siirt Pusula Haber
HV
23 ARALIK Pazartesi 18:38

Gıybet ne demektir?

Nezir OBUT
Nezir OBUT
Giriş Tarihi : 29-08-2024 12:27

Gıybet ne demektir?
    

Sözlükte “uzaklaşmak, gözden kaybolmak, gizli kalmak” gibi anlamlara gelen gayb kökünden isim olup aslında hem iyi hem de kötü sözlerle anmayı ifade etmekle birlikte terim olarak genellikle “kötü sözlerle anma” mânasında kullanımı yaygınlık kazanmıştır.

Bir Müslüman'a yakışmayan bir davranış olan gıybet, dinimizce yasaklanmış, hatta Kur'an'da ölmüş bir din kardeşinin etini yemeye benzetilmiştir. İslam'da insan haklarının en önemlilerinden ve genellikle "ırz" kavramıyla ifade olunan kişinin dokunulmazlığı ilkesine büyük değer verilmiştir.

Bu itibarla bir kimsenin gıyabında hem şahsıyla ilgili maddi, manevi, ruhi, ahlaki ve dini kusurlarından söz edilmesi, hem de kendi çocukları, annesi, babası ve diğer yakınlarından hoşlanmayacağı şekilde bahsedilmesi gıybet sayılmıştır.

Gıybet’in bir kaç şekli var…

Ayrıca gıybetin sözle olduğu gibi yazı, ima, işaretle ve taklit gibi davranışlarla olabileceği de belirtilmiştir (Gazzâlî, III, 143-145; Nevevî, el-Eẕkâr, s. 534-535). Bu tür söz ve hareketlerin gerçeği ifade etmesi onun gıybet olma niteliğini değiştirmez.

İnsanın kalbinin kırılmasına, onurunun incinmesine, insanlar arasındaki sevgi ve saygı bağlarının incelmesine neden olması dolayısıyla Allah Resûlü, insanları gıybetten şiddetle sakındırmıştır. Ashâbıyla birlikte olduğu sırada onlara gıybetin ne olduğunu soran Hz. Peygamber, onların, “Allah ve Resûlü daha iyi bilir.” demeleri üzerine, gıybeti, “Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır!” şeklinde tanımlamıştır.

Sahâbîlerden birinin, “Ya kardeşimde o söylediğim durum varsa ne dersin?” sorusuna ise, “Söylediğin şey eğer onda varsa gıybet etmişsindir. Şayet yoksa ona iftira etmiş olursun.” (Müslim, Birr, 70) cevabını vermiştir. Buna göre, konuşulanların gıybet olarak değerlendirilmesinde esas olan hakkında konuşulan kişinin o vasıfları taşıyıp taşımaması değil, hoşlanmayacağı bir şekilde insanın arkasından konuşulup çekiştirilmesidir. Bu yüzden o kişinin gerçekte öyle olması veya konuşulanların yeri geldiğinde o kişinin yüzüne de söylenebileceğinin düşünülmesi, insana gıybet etme hakkını vermediği gibi, böyle bir savunma geliştirmek de gıybeti meşru kılmamaktadır.

İnsan, gıybet yaparak elde ettiği hazzın çekiciliğine kapılarak kalbini karartma pahasına bu fiili alışkanlık hâline getirir. Bu durumun iğrençliği ilâhî kelâmla da ifade edilmekte ve gıybet, ölü eti yemeye benzetilmektedir: “...Birbirinizin gıybetini yapmayın. Biriniz ölü kardeşinin etini yemeyi hiç arzu eder mi ki? Demek tiksindiniz! O hâlde Allah"a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok merhametlidir.” (Hucurât, 49/12) Gıybetin kesin bir şekilde yasaklandığı bu âyetle, aynı zamanda ondan kurtuluşun çaresi de gösterilmekte ve kullarına karşı çok merhametli olan Allah"a tevbe edilerek bu günahtan temizlenilebileceği bildirilmektedir.

Gıybet büyük günahlardandır…

İslam alimlerinin haram ve büyük günah olduğu konusunda ittifak ettikleri gıybetin dinlenilmesinin de haram olduğu belirtilmiş, gıybetten dolayı tövbe etmek farz olarak kabul edilmiştir.

İslâm âlimleri, bir zarar doğurma ihtimali yoksa sözle veya fiilî olarak gıybet edene engel olunması, bu mümkün olmazsa En‘âm sûresinin 68. âyetinin hükmü uyarınca gıybet edilen meclisin terkedilmesi, bu da mümkün değilse gıybete karşı bir hoşnutsuzluk duygusu içinde başka şeylerle uğraşılması gerektiğini belirtmişlerdir.


Gıybet, kolaylıkla gerçekleşebilen, zamanla sıradanlaşarak kişiyi rahatsız etmeyen ve insanlar arasında hızla yayılabilen bir hastalıktır.
Önlem alınmadığında hem fert hem de toplum için çok daha ciddi sorunlara kaynaklık edebilmektedir. Gıybetle başlayan afetler zinciri insanlar arasında kin, nefret, düşmanlık, bozgunculuk meydana getirebilecek fiilleri tetiklemektedir. Bunlar arasında, gıybetin ilerlemiş ve gelişmiş hâli olarak karşımıza dedikodu ve koğuculuk/nemîme çıkmaktadır. İnsanlar arasında bozgunculuk çıkarmak maksadıyla söz taşıma, gıybet etme, dedikodu yapma anlamına gelen koğuculuk, birey ve toplum ahlâkı açısından çok tehlikeli bir davranıştır. Koğuculuk yapan kimse, insanların arasını bozmak, düşmanlık yaratmak için doğru veya yanlış olan sözleri taşır, hoş olmayan durumları açıklar. Kişinin aleyhinde söylenmiş sözleri ona ulaştırır, haset ve nifak üzerine kurduğu planlarıyla insanları birbirine düşürür. Koğuculuk ve dedikodu yapan kimseler, insanların birine bir türlü diğerine başka türlü davranan, ikiyüzlü, şerrinden emin olunmayan, güvenilmez insanlardır. Allah Resûlü, “İnsanların en kötüsü, kötülüğünden dolayı insanların kendisinden sakındığı kimsedir.” (Muvatta’, Hüsnü’l-hulk, 1) buyurarak bunların kötülüklerine karşı insanları uyarmıştır.


Bütün azalar sorumludur…

Müslüman ise, “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.”  (İsrâ, 17/36) uyarısının bilinciyle hareket eder. Ve kendisine her şeyden daha yakın olan Rabbinin her an onu görüp duyduğunun farkındadır.(Kâf, 50/16) 
Zira insanların aralarındaki gizli fısıldaşmalar da dâhil olmak üzere, Rabbinin her şeyden haberdar olduğunu ve gün geldiğinde yaptıkları işleri kullarına birer birer bildireceğini bilir:

“Görmez misin ki Allah göklerde ne varsa, yerde ne varsa bilir! Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O’dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O’dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah, her şeyi bilendir.”  (Mücâdele, 58/7)

Haftaya görüşmek dileğiyle…

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI Yemin nedir,  Keffaret nasıl ödenir ? İSTİŞARE EDEN KAZANIR ENGELSİZ BİR DÜNYA, ŞEFKATLİ KALPLERLE İNŞA EDİLİR… Ziyaretle Gelen Şifa ve Bereket Bir Harfin Hikmeti ve Öğretmenin Değeri Stresle Baş Etmede İslam’ın Rehberliği Tüketimde Aşırılığın Bedeli: İsraf Okumak Hayattır! Arş’ın Gölgesinde Gölgelenecek Yedi Sınıf İnsan İyiliğe Niyet etmek Dünya Ahiretin tarlasıdır… Cemaatle Namaz kılmak ve Camii adabı HASET VE SÛ-İ ZAN Tövbe-i Nasuh nedir? Hz. Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası Peygamberimizin doğduğu, Rebiülevvel ayına girdik "Sana darılana git!.." Kibir, maddî mânevî her iyiliğe engeldir MÜSLÜMANIN BİRBİRİ ÜZERİNDEKİ 5 HAKKI Hz. Yûsuf’un Müjde Dolu Rüyası ve İbretlik Kıssası… Aşure Günü Neden Önemlidir? Aşure Günü Oruç tutulur mu ? Önce Tedbir Sonra Tevekkül  Yaza Kur’anla Merhaba Bayram Namazı Nasıl Kılınır? Niyet nasıl getirilir? Kurbanlarınızı tazim ediniz! SILA-İ RAHİM  HAC, ALLAH’IN DAVETİDİR Peygamberimiz ve Gençlik Allah-u Teâlâ'nın Hiç Sevmediği Helâl; "Boşanmak" Veysel karani hazretleri ve anne sevgisi İyi bir komşumuyuz? Ramazan gitti dini hayatta bitti mi? Bayram Namazı Nasıl Kılınır? Niyet nasıl getirilir? 83 Yıl'a Bedel Gece : Kadir Gecesi Zekat nedir, Kimlere verilir? Fıtır sadakası nedir, ne zaman verilir? İmsak ve Oruç niyeti nedir? Ne zaman başlar? 11 Ayın Sultanı Ramazan Başlıyor  11 Ayın Sultanı’nın Gölgesi Üzerimize Düştü BERAAT  GECESİ CUMARTESİ’Yİ PAZAR’A BAĞLAYAN GECEDİR Şaban Ayının Fazileti  Recep ayı bitiyor? İSRA VE MİRAÇ HADİSESİ Salı günü Miraç Kandilidir… Ayete’l-kürsi’nin Esrarı nedir? Recep Ayında Oruç Tutmak REGAİB GECESİ VE FAZİLETİ Manevi İklim, Üç Aylar Geçmişin Muhasebesini Yapmak ''Asra yemin olsun ki, İnsan mutlaka ziyandadır.” ‘‘Engellilik Bireyin Olduğu Kadar Toplumun da İmtihanıdır’’ CUMA NAMAZININ FARZİYETİ VE ÖNEMİ ‘‘Bana Bir Harf Öğretenin Kırk Yıl Kölesi Olurum’’ Namaz kılmanın hikmet ve önemi  Şafii’de Gusül Abdesti Guslün hikmet ve faydaları nelerdir? Şafii Mezhebine göre Abdest Nasıl Alınır Sakın, Allah`ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Peygamberimiz, İman ve İstikamet Tüketim Çılgınlığı: İsraf Adı Güzel Kendi Güzel Muhammed (S.A.V.) Tövbe’nin Vakti Var mı? Manevi hastalık: Gıybet, Dedikodu CUMA’DAN CUMA’YA ( Bu dünyada herkes hâlinden şikâyetçi!..)